Cuma

Nü-York

Şehirdir, kötü davranır. Şehirdir, aşık eder kendine sonra seni hiç umursamaz. Şehirdir, bildiğin pahalıdır.
Böyle komplike duygular ve böyle klişe sözcükler nasıl da birbirini bulurlar? Doğumgünü kartlarında yazan kelimelerin farklı yaştaki insanlara ne empoze ettiğini inceleyerek nereye varmış olursun?
Her şey yerli yerindeyken nasıl böyle huzursuz olabilirsin ki?
''Bu su değil, ıslaklık'' dercesine ''Bu şımarıklık değil-'' ve iki keskin nefes.
Bu Nü-York aynı zamanda.
Ben Nü-York'tayım, huzursuzum, mutluyum, ağlıyorum.
Yeterince hayat kritisizmi yapmamış olmak bir yerde. Odamızda yaşayan at kadar büyük sinek hiç ses çıkarmıyor. Sanırım havalandırmamızdan besleniyor.
Altı yüz dolarlık ayakkabılara dokundum. Yeterince hayat kritisizmi yapmamış olmak bir yerde.
Kritisizmin bir Türkçesi var. Eleştiri. Elemek, eleştirmek gibi.
Nasıl baş edeceğimi bilmiyorum.

1 yorum: