Bursa'da uyanmanın şaşkınlık-huzur karışımı duygusu içindeyim. Babam, sabahın köründe beni öpüp üçüncü kızıyla ilgilenmeye (kötü duyuluyor ama çok güzel) İstanbul'a gitti. Akşama dönecek. Annem de ondan bir iki saat kadar sonra yanıma geldi, yorganın altına girdi. Uyuduk. Sonra o kahvaltı heyecanıyla kalktı, bense esey düşünceleriyle yatakta biraz daha zaman geçirdim.
Dün, ehliyetimi alamayacağım haberini alınca biraz üzüldüm. Sanki çok büyük bir şeymiş gibi delicesine heyecanlar yaşıyorum çünkü, üstelik bunu insanlardan saklamayı beceremiyorum bile. Her zamanki gibi uyudum, evden çıkarken de motivasyon gereği hissettim. Yanlış tahmin etmedin, yusi sweatshirtümü giydim. Aslında motivasyonuma pek katkısı olmadı, çünkü bir elbise kadar büyük bana, ama yine de armayı sık görmek bana düşündürmedi değil açıkçası. Sonra kendime baktım, ve bir kırılganlık anında çok sevgili ve tırnak aç topuklu tırnak kapa botlarımı giydim. Acıklı olan şu ki, bu beni gerçekten daha mutlu etti.
Tabi bütün bunlar annemler üzerinde ciddi bir şok yarattı. dış kapıdan yürürken (duyan da Love Story'deki malikane sanacak) çeneleri düştü ve bir süre vah vah biz bitmişiz haberimiz yok bakışlarıyla izlediler. Saçım da uzamışmış.
Sonra dün nasıl uyudum hatırlamıyorum bile. Ama bu akşam bizde ocakbaşı varmış. Yıllaaar yıllar sonra ilk kez tanık olacağım bir ocakbaşı. Eski dostlar (derken tabi ki annemlerin eski dostları demek istiyorum), ben küçükken elli yaşında olup artık yetmişine merdiven dayamış dedeler, ne olursa olsun ince kalmakta direten yaşlı teyzeler, bir de kulübe yeni katılan ve Derya ablan Robertte okuyor diyen genç çiftler. Nasıl bir sosyal deprivasyondaysam ilk kez onlarla yemek yemeyi neredeyse dört gözle bekliyorum. Dört gözle beklemek abartı oldu. Ama onların rakı muhabbeti güzel olur mesela, dünyayı kurtarmaktansa aşktan bahsederler, sevgiden bahsederler, felsefe yaparlar ama hiçbirinin iddiası yoktur. Kafamda böyle en azından.
Gerçi başıma geleceği ben biliyorum. Kızım yirmi kişiye bir kahve yapıver zahmet olacak. Gerçi o yirmi kişinin onu daha hala kadehlerini tutuyor olacaklar, yo Yeşimcim siz için kahvelerinizi sonra çay demleyince onu içeriz. Kızımız da pek hamaratmış. Oğuz amca gelin gel şakası yapar. İbrahim amca var mı bu akşam bilmiyorum, ama o Fransız ekolünün radikal bir örneği. Yanından geçsen kadınsın diye yer verir, kapı tutar, sandalye çeker. Çok küçükken (beş yaş gibi) evlenmek istediğim adamlardan biriydi. Biraz daha büyüyünce İstanbul velimin kocası olan Mehmet amcaya yazıyordum Edward Norton'a benziyor diye. Ne garip, gidip babamın arkadaşlarının -da- kucağına otururdum, hatırlıyorum. Sakiliğe bak.
Şimdi kahvaltı zamanıdır. Uzun süredir doğru düzgün kahvaltı etmedim.
1 neden alamıyosun?
YanıtlaSil2 annenleri de hemen 70 yaşına getirdin yahu?
3 hamarat kız.
1 haftaiçi bursa'da olmam gerekiyor
YanıtlaSil2 onlar kendilerini getirdiler ama
3 heh neyse yapmadan uyudum ben