Çarşamba

hataya muhtaç kaşifler

küçüklüğümdeki gibi, ablamın arkadaşlarının doğumgününe gittim. çok eğlendim. çok özlediğim insanlarla konuştum.
güzel şikago arkadaşlarıyla tanıştım.
tuz ve soğuk yedim.

ama bu kadar gülmek heyecan-endişe karışımı korkularıma pek yardımcı olmadı.

biraz da yalnız olmasam diyorum, anlarsın ya ;)

*

kalbim hiç düşünmeyeceğim şekilde kırıldı.
gerçekten buraya kadardı. on sekiz eylül iki bin on üç çarşamba.
kayda geçsin.
ne yapabilirim ki? sarı ibare bana o kadar şey hatırlayor ki (hatırlatmak yerine ifade ediyor yazacaktım ki kendimi düzelttim) görüp gitmemeye dayanamıyorken görmemek de beni delicesine kayıp hissettiriyor. artık bir sarı ibare eksik yaşayacağım sanırım. beklemiyordum ama şaşırtmamalı da.
öyle efektif rest çekiyorum ki kendime bile fazla geliyor bazen. içgüdüm diyor ki söyle. yanlışsa bile bu yanlışı yapma hakkın var.
ama içgüdülerimi yenerek bu profili çizebildim. bebeğim mi bilinçaltım mı alışkanlıklarım mı. zor bir seçim olacak.

*

canıım sen de benim gibi mi yapıyorsun? iyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder