Perşembe

-SON-

son gece. bitti. o gün gerçekten geldi. bana şans dile.
*birkaç saat bir şey yapmadan ama ne yazık ki pek aile saadeti de yapmadan geçti*
madem bir günde birden fazla postlara yeniden başladım diyordum, bunu da ayrı bir post yapayım. ama ne fark eder editle yeni post sanki.

on iki saat sonra uçağım kalkıyor. yani evdeki son dokuz saatim.
düşünecek pek bir şeyim olmadığı için bu tür deli hesaplar yapıyorum, oysa hiçbir önemi yok.

fark ettiğime göre insan bekledikçe daha çok hayal ediyor. more room for: a, disappointment; b, premature depression. ben uydurdum ama mantıklı duyuluyor bence.

pek garip bir geceydi. hatta sanırım bu iki aylık bekleyişim süresince kötü hissettiğim tüm anların özünün toplamı gibiydi. ama premature depressiondan farklı, çünkü premature depression gelecek ile ilgili bir kötü hissetme durumu.
konuşurken garip bir şey dedim ne demek istediğimi de anlayamadım ama kimseye hesap vermem gerekmeyecek diye sevinirken general well-beingime katkıda bulunan insancıl şeylerden bahsettiğimi fark ettim. mesela arkadaş edinme konusunda kimseye verecek bir hesabım yok, ki sanki lisede var mıydı, ama ben niye böyle bir konuşmada böyle bir konseptte böyle bir şeyden bahsedeyim ki? istediğim kadar evcimen, to put it lightly, olabilirim ama zaten bunun getirisi bana? bu paragrafta pek bir şey demiş bulunmuyorum sonuç olarak.
aaaaaaaaaaaaaah, telefon interneti. geleceğe dair anılarımız varsa eğer, en çok özlediğim şey sensin. spamlerimi, çekeceğim fotoğrafları, göndereceğim insanları şimdiden görebiliyor, görmeyi bırak hissedebiliyorum bile. ha desem önümüzdeki yıllarda rutine oturtacağımız spamleri tek tek sayabileceğim.
bir uzansam dokunabileceğim ama...

bu da beni bir sonraki paragrafıma getiriyor. kendimden hiç beklemediğim alınganlıklar, kırılganlıklar, uzanganlıklar ve bilumum konuşayazmaganlıklar yaşıyorum. that being said, ya da türkçesiyle o oluyor söyledi, muhtemelen kendimden bekleyip de beklediğimi kabul edemediğim şeyler olabilir. bu tür -ganlıklar konusunda yaşadığım sayısız içtartışmalar hep aynı sonucu vermeye devam ediyor. umuyorum ki sonları da yakındır.

evcimen sözcüğünün başına s koyunca sevcimen oluyor.
bir de insan hava kararınca daha yalnız kalıyor.
bir de hiç ^bu^ndan öleni duymadım.

21 eylül peace one day ya, barış, barışmak falan///edit'in eğik yazısı da bu olsun: I am a phoenix after all. after, all.
böyle hissediyorum

1 yorum:

  1. ben de kendi resmimi çekip koymak istedim ama olmuyor.

    onun yerine şunu koyucam:
    http://www.youtube.com/watch?v=xPMeZaiyqDc

    YanıtlaSil