Pazar

Sekiz kol-bacak aynı anda içe doğru kıvrılmaya başladı, kafam nerede, kafam kayboldu.

Yok hayır bununla bitmedi. Bindiğim bir trenin rüzgar alan ağzına oturmuşum. Bu kez gerilmiş naylon tabaka beni dışarıya itti, itti, itti, ama benim ayaklarım yoktu.

Binbir ateş böceği, ateş böceği olmasın uydu, binbir uydu bir tek bana düşmanmış. Mavi, yeşil ve beyaz olanlar gözümü oydu, kafatasım zonkluyor, beynim nerede.

Boğulan o ikisinin kemikleri dayanmış. Tamam kalçam ortada mı, yollar mı karışmış ne. Bir iki pamuk topağı sıkışmış beynime ama benim kafam nerede, kafam kayboldu.

Şimdi ciğerlerimden ikisi de deniz kokuyor, temiz kokuyor, tuz kokuyor, olsun. Asfaltta ezilmiş kadar pelte ellerim varmış, parmaklarım bir siyaha uzandı bir beyaza, dizlerim nerede.

Kendini tutamayan bacaklarım içe doğru kıvrılmaya başladı, dirseklerim yoktu, beynim zonkluyor, ben neredeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder