Bugün umumep, gelecek nesiller için yine açıldı. Hayırlı olsun.
Yazmayı unuttuğum şeylerden biriyse (araya çok ihanet ve fiziksel aktivite girdi) The Inheritence of Loss'un içime oturduğu. Yani bir Disgrace değil tabi. Ancak minimal hayal kırıklıkları getirmedi değil. Ondan sonra Buddha of Suburbia'ya başladım, sonra bu kadar sex, drugs and rock&roll kaldıramayacağıma karar verdim. Böylece Murakami'nin Norwegian Wood'uyla tekrar karşınızdayım. Sanıyorum o da bir A Wild Sheep Chase olamayacak, ama kim bilir?
*
bu kafa neyin kafası tam emin değilim. ama öyle kafalar oluyor arada, ben de nefes alıp hayatıma devam ediyorum, ne de olsa beni çok mutlu bir okul hayatı bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder