Ne büyük hayal kırıklığı...
Ama dediğim gibi. Hayat, vanilya gibi sarıdır bazen-- bazen bir kurabiye kadar kırılgan, muzlu dondurma gibi yumuşak ve mudpie kadar karışık.
Geç, ama uykum yok. Konuşasım var, konuşasım var ve biraz da hüzün, böyle eser miktarda.
Çok özledim anne, çok özledim.
Buraya da P.S. yakışır: Diyorum sonra içimdeki şaha kalkıyor. 'Peki yaralarım?' diyor, basit, kısa, öz, 'Peki yaralarım.' Peki, ya yaralarım? da olabilir, Peki yaralarım, haklısınız. da olabilir. Önemli olan, iki sözcükle şaha kalkıp beni sarsıp ya uyutuyor ya uyandırıyor emin değilim, pek de uykum yok hani.
P.P.S. Bugünkü 'Ben yetişkinim' çıkışımla çelişince de deli oluyorum, çelişmeyince de. Bağırasım var birazcık.
Anladın artık burayı: Arasam diyorum, arasam zehirimi mi akıtırım kendimi mi kırarım ne yaparım ben bilmiyorum. İçimden geldiği gibi davranmam gerekiyor güya, ama ne bileyim ben içimden ne geliyor ne gelmiyor. Yetişkinim ya güya, güya büyüdüm artık ya hani. Arasam diyorum, hala kuzumla uyuyorum onu da bir arasam. Lanet olsun.
Bu son: She wants to uncall it! She wants to uncall it! She wants to uncall it!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder