Pazartesi

Yalan Dünya

Hava artık sekizde kararıyor. Hava aydınlıkken yapacak bir şeyim olmayınca üzülüyorum, ama bugün pazartesi ve pazartesilerin ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz!

O izınt dis libıreyting. Pembe. Bir de, bugün Gould'un önünde kafamıza sonsuz çiçek yağdı, kafa derim alerji oldu sanırım. :( Mutfaktaki fareleri okumayabilirdim.


Aaa. Öyle böyle değil ve ben kızgınım. Ama bu çok zor bir şey. Kafam ölesiye karıştı ve parçalara ayrılıyormuş gibi hissediyorum.

Ve saatler sonrasının editi: dördüncü edit oldu sanırım. Eski fotoğraflara bakıyordum da, bir Benin'in düğünündeki halim, bir de develerle haşır neşir halim. Aaaah ah. Geceyarısından sonra bu beyinden başka ne bekliyorsam. Yalnız bir aylıkken koparılıp çölün ortasına atılacak olursan, beş yüz beyaz deve geyiği ne romantik düşünceler getiriyor, ne boş hayaller. Bir kolye ucu almışım ki yüz gram, yeşimleri de takamadım gitti zaten. Renkli kutuyu da dağıtasım var, hala pişman olmayayım diye bekliyorum. Salaklık işte ne yaparsın. Parçalara ayrılıyormuş gibi hissederken bile mantıklı olmaya çalışıyorum ne üzücü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder