Çarşamba

Yıllık ödevimin aldığı aşağı yön


SAAT KULESİ [1985]

Nereden gelmiş bu denizsiz kente
Bu yaşlı martı
Konmuş saat kulesinin üstüne
Öyle bir zamansızlıktan izliyor beni
Çağırsam hemen çıkıp gelecek, biliyorum
Çok eski bir oyundan kılıksız bir haberci gibi.

Her şey yitip gidiyor
Üstelik bu akşamüstü saatlerinde
Şu akarsu ne kadar eski
Oysa yepyeni görünüyor ikisi de.

Şakalaşmakta zamanla saat kulesi.

                              Edip Cansever

Saat Kulesi, bir martıyı izleyen anlatıcının ağzından yazılmıştır. Denizsiz kentteki martı, “Eskiden buraları denizdi, o yüzden burada martılar var” söylemini çağrıştırmakla beraber yersizliği belirtmektedir. Hem saat kulesi, hem de zamansızlık bir ‘süregelme’yi anlatmaktadır. Martılar anlatıcıdan önce de vardı, anlatıcı öldükten sonra da var olmaya devam edecek. Aynı şekilde saat kulesi, anlatıcının ömrünün, evrenin varoluşuna göre kısalığının yanında o ömrün ne kadar hızlı geçtiğini de hatırlatmaktadır. Bu durumda martı, zamansızlıktan ya da sonsuzluktan gelerek anlatıcıya ölümlülüğünü haber veriyor olabilir. İkinci kıtada ise anlatıcı ölümlülüğünü ve belki de ölümünün yakınlığını hissetmektedir. Anlatıcı dünyaya –göreceli olarak- yeni geldiği için gördükleri de yeni gözüküyor, ancak gördüğü akarsu yüzyıllardır orada ve bunu anlayınca anlatıcı kendi geçiciliğini bir kez daha anlamış oluyor. Şiirin son dizesi de, kendisine zamanı gösteren saat kulesinin anlatıcının ömrüne göre çok daha uzundur var olmasının kendinde yarattığı alay edilmiş duygusunu belirterek şiiri sonlandırmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder