Sana burada gülümseme muhabbeti yapacağım. Yolda yürürken birden kahkahalara boğulmak harika bir duygu. Olan komik bir şeyi düşünürken yeniden o anı yaşıyormuşçasına gülmek. Bir de etrafındakiler ne olduğunu sorduğunda tam olarak açıklayamamak, daha doğrusu açıkladığında aslında o kadar komik duyulmaması.
Başka bir şekli ortada bir şey yokken kendi kendine gülümsemek. Bir çocuk görüp Benim çocuğum da bu kadar tatlı olursa ben nasıl ondan ayrı saniyeler geçirebilirim? diye düşünmek gibi değil. Farkında olmadan gülümsemek. Olan bir şeyi düşünürken, etrafındakilerin de sana gülümsediğini gördüğün zaman gülümsediğini fark etmek. Sanırım bundaki fazladan güzellik, gülümsediğinde aldığın tepkinin de gülümseme olması. Bir bebeğe uzun süre gülümseyerek bakabilirsin ama daha gülümseyemeyecek kadar küçükse bu seni yorabilir. Bir bebeğe gülümseyerek baktığında o da geri gülümsüyorsa o zaman sonsuza kadar gülümseyerek bakabilirsin ona. Ya da belki bezini değiştirmen gerekene kadar.
Bugün, ödev olarak çektiğimiz kısa bir sahneyi düşünürken gülümsediğimi fark ettim. Karşıdan gelen yaya da bana bakarak gülümsüyordu. Etkileşim güzel bir şey.
Etkileşim aynı zamanda özde olan bir şey sanırım: bir bebek, bir hayvanı oyuncağa tercih eder çünkü hayvan tepki verir. İlk defa köpek sevdiğindeki o harika heyecanı hatırlamaz mısın? Dokunduğun için kafasını oynattığında. Etkileşim güzel bir şey ve bu nedenle etkileşimsiz kalmaya dayanamadığımı anlıyorum. Sanırım bunu yazarken de sekiz yüz beş kere gülümsedim kendi kendime.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder