Avucuma çizgiler eklenmiş. Parmaklarımda, eskiden orada olmayan derin yatay çizgiler var. Avucumdaki damarlar daha mor, elimin üstündekilerse yeşil.
Çizgiler sözcüğü bana yıllar önce Penguen'de okuduğum dudaklarla ilgili bir yazıyı hatırlatıyor. Yazıda, dudaklarda çizgilerin her öpücükle arttığı yazıyordu. Bazıları minik, bazılarıysa derin ve uzun. Aynada görebileceğin gibi.
Bez reklamına çıkan bebekler ileride bu reklamlara bakıp ne düşünüyorlardır? Güzel bebekler oldukları için seviniyorlar mıdır yoksa bebek güzelliklerinin satışta kullanılmasını sevmiyorlar mıdır? Şimdi kendilerini televizyonda görünce el çırpıyorlar mıdır yoksa anneleri megoloman olmasınlar diye onlara reklamı göstermiyor mudur mesela?
Acaba bir gece bir odada sadece bir mumla oturduktan sonra insanlar kendileriyle yaşayabilir mi? Kıskançlık gerçekten bu kadar utanılası bir duygu mu? Önceden kendine söz verdiğin prensipleri, anlayabildiğin ve onlara uymaya devam edebildiğin halde, onlardan koşarak kaçmak istemek sadece insanlık hali mi yoksa daha derin bir temel sorun göstergesi mi? Her insanın seni farklı tanıması çok yönlülüğün ve davranış seçiciliğinin mi yoksa başka bir şeyin sonucu mu? Kendini üç sözcükle tanımlayabiliyorsan, insanlar seni üç sözcükle tanımlayabiliyorsa, ama bu altı sözcük uyuşmuyorsa üstelik sen son üçünü kabul etmekte zorluk çekiyorsan bunun anlamı nedir?
Senin üç sözcükle tanımlayabildiğin biri o üç sözcük değilse ne yapabilirsin? Yeni sıfatlarını kabul etmekte zorlanman neyi gösterir?
Korkmak için bir nedenin yoksa ama yine de dehşete düşmüşsen bu kendine güvenmediğin için midir yoksa sadece değer verdiğin şeylerden vazgeçemediğini mi gösterir?
Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?
Deliveren: söz ağızdan çıktı bir kere. Şeytan da senden yana, melek de... Evet bu bir Sezen Aksu alıntısı. Bununla yaşamalısın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder